"Şansımı neden internette denemiyorum?" diye kendime sordum. Sonra "Delirdim mi ben acaba kendi kendime konuşuyorum." diye cevapladım. Bu cevap biraz ağır olmuştu. Hani derler ya kavgada bile söylenmez işte tam da öyleydi. O sırada pencere açıktı ve dışarıdan müzik sesi geliyordu. Mahallemizin Tofaşçı gençleri son ses müzikle geçiyorlardı mahalleden. Mahalleye müzik ziyafeti veriyorlardı. Tesadüf olabilir mi bilmiyorum ama yine beni ilgilendiren bir müzik açmıştı Tofaşçı gençlik :
Bu yaşanan ibretlik olaydan sonra koşarak dışarı çıktım biraz soluklandım. Sonra bahçeye koşup evin arkasındaki musluğa bağlı olan hortumla kendime suladım. Bir şok etkisi yaratmak istemiştim. Her yerim su olduktan sonra musluğu kapattım ve komşunun tavuklarının peşinden 10 dakika koştum. Artık kendime gelmiştim. Kendime geldikten sonra zaten anında Talet abinin internet cafesinde soluğu aldım. 3 masadan masa açma isteği gönderdim ve bir tanesine oturdum. Diğerlerinden 30ar tane boş sayfa hazırladım ve yazdır tuşuna bastım. Sonra ağzımdan altın değerinde cümleler çıkmaya başladı. "İnternet cafeye gittim Aaa aa a, Facebook sayfasına girdim Aaa aa a, adımı Çılgın diye verdim Aaa aa a, artık ben de üye oldum ımm ımm"
Herkes bana bakıyordu. "Bizde Souleymane Youla'lar bitmez!" diye yüksek sesle bağırdım. Sonra bilgisayardan webcam i açtım ve kendimi bilgisayar ekranından seyretmeye başladım ve birkaç da fotoğraf çekindim. Tabii ki kulaklığın ve güneş gözlüğümün takılı olduğundan emin olduktan sonra çekindim fotoğrafları.
CANLANDIRMA
Facebook'a girmiştim.. "Artık ben de üye oldum ımm ımm." dedim tekrardan. Sonrasında hemen Lokomotif Gülşen, Çıtı pıtı Birsen, Cici bici Ebru ve Esmer Banu'ya arkadaşlık isteği gönderdim. Onların kabul etmelerini beklerken beni de ekleyenler oldu. Ekleyenlerin kim olduğuna büyük bir heyecanla baktığımda ise büyük bir hüsranla karşılaştım. Yakışıklı Erkan, Karizmatik Serkan, Sempatik Ercan ve Çılgın Ayhan eklemişti beni. Zaten eklese eklese bunlar eklerlerdi. Aralarında sadece Sempatik Ercan'ı tanıdığım için kabul ettim. Kendisi bizim mahallenin yancılarından.
SEMPATİK ERCAN
Sıra geldi profil bilgilerine. Zaten adımı Çılgın diye vermiştim. En sevdiğim söze "Bizde Souleymane Youla'lar bitmez!" yazdım.Sayfalar beğenmeye başladım : "Damar sözler","Arabesk Rap","Ünlü olmayan taşlar","Duygusal damar arabesk parçalar paylaşım" "Amerikan Samoası Millî Futbol Takımı" "Zekeriya Bozdağ" "Profiline kimler bakmış? Arkadaş listeni davet et!","Bu arma için 1 saatte 100bin kişi olalım" "1saatte 250 dolar kazanmak ister misin?" vs vs
Ve sonunda bir kişi kabul etti arkadaşlık isteğini : Cici bici Ebru. Pencereyi* açtım ve konuşmaya başladım.
PENCERE
-Selamün Aleyküm.
-Orda mısın?
-Tanışalım mı?
-Nasılsın bu arada çok güzelsin.
-Çok şekersin tanışalım mı?
-Ne güzel vücudun var tam ellemelik. Yani yanlış anlama çok iyi demek istiyorum ;;))999dokuz))9
Cevap yoktu. Bu demek oluyor ki kendini ağırdan satıyordu.Hemen buradan yola çıktım.
-Kaça satıyosun kendini ::dil :gülümseme işareti:
-Eminönü saatleri gibi aslında bir o kadar yakın ama bir o kadar da uzaksın ::dil
-Laaaaaaaaaaaan İsmail YK arkadaşımdır. Senin ismini ben söylettirdim şarkıda.
Hala cevap gelmemişti. Benden hoşlanmadığını düşünmeye başlayacaktım ki daha sonra anladım ki beni uzaktan seviyordu. Bu kanıya nereden mi ulaştım? Benim profilime belli aralıklarla zayıflama ilacı için öneriler gönderiyor. Bazen ayakkabı kampanyaları da gönderiyor. Beni düşünüyor. Webcam fotoğrafımda sanırım kilolu gözüküyorum bu yüzden böyle zayıflama ilacı reklamları yolluyor. Ayakkabılarda da kampanya görünce paylaşıyor hep profilimde. Yalnız son zamanlarda da sigarayı bırakma ürünleri yolluyor. Sanırım bilmiyor sigara içmediğimi. Yazıyorum ama dinlemiyor yine paylaşıyor. Biraz asi bir kıza çattım sanırım ::gülümseme Cici bici dedik Asi ruh çıktı. Bu düzenli ilişkimize engel olan bir kişi daha vardı : Talet abi. Süren doldu abem diyerek beni kaldırttı. "Param yok ama aşk be abe" dedim. "Para ver, para ver, para,para" diye cevaplayınca demek ki "eski has eski tamam"mış dedim. Ya da öyle bir şey tam hatırlayamadım geçmiş gün. Üzgün bir şekilde evin yolunu tutarken sokaklardaki sebil dolaplarından birinde bir yudum alıp "Ouuuff çoook soğukmuş." dedi bir amcamız. Ona döndüm ve şu türküyü söyledim :
Kesik çayır biçilir mi? Sular soğuk içilir mi?
Belki bu kez de başaramadık. Facebook da yaramadı belki. Ama umurumda değil! Başka bi' yerde başka bi' zamanda belki. Mücadelem devam edecek. Şimdilik bu kadar kendinize iyi bakın. Buradan Cici bici Ebru'ya bir şarkı göndererek veda ediyorum.